
Devasa bir dünyada, keşfetme ve hayatta kalma oyunudur. Tüm insanlığın temel güdülerinden olan bu hisler, bu tip oyunların başarısının en büyük öğelerinden bence.
Kocaman bir dünyada, tek başına hayatta kalmaya çalışmak insanoğluna yabancı olmayan bir durum. Bu yüzden de bir şekilde kendimizi yakın hissediyoruz bu tip oyunlara.Terraria, Minecraft’dan farklı olarak iki boyutlu geliştirilmiş bir oyun. Yatay bir düzlemde ilerlemeli olarak devam ediyor.Oyun başlangıcında ilk olarak karakterimizi yaratıyoruz.
Oldukça detaylı bir karakter yaratma fırsatı sağlıyor bize Terraria, her ne kadar iki boyutlu olsa da. Karakteri yarattıktan sonra dünya büyüklüğümüzü seçiyoruz. Küçük, orta ve büyük olmak üzere üç farklı dünya boyutu var. Uzun süreli oynamak isteyenler için büyük bir dünya yaratmak faydalı olacaktır.Oyuna ilk adımımızı attığımızda, elimizde bir adet kazma, bir tane balta ve bir tane kılıçla başlıyoruz. Bu üç alet, oyunda en önemli olan gereçler. Minecraft’tan farklı olarak, Terraria’da toprağı da, madeni de kazma ile kazıyoruz. Oyun, çok geniş bir dünya ve limitsiz keşif imkanı sunuyor bizlere.
Her survival oyunda olduğu gibi, Terraria’da da ilk amacımız gece olmadan bir ev yapmak ve geceyi ölmeden atlatmak. Geceleri çıkan zombiler, ilk zamanlar büyük sıkıntı yaratabiliyor, silahsız ve zırhsız olduğumuz için. Geçici barınağımızı yaptıktan sonra, derinlere girme zamanı geliyor.Oyunun en güzel yanlarından biri, yüzlerce item barındırması.
Yer altında keşif yaparken sandıklarla karşılaşıp, onlarca yararlı eşya kazanma ihtimali, yer altını keşfetmeyi çok çekici kılıyor. Fakat bu item ihtimalinin yanında, zorlu yaratıklarla karşılaşma ihtimali de artıyor.
Yorum Gönder